Kevser MIRZAK
Şehit Düştüğü Tarih: 10 Aralık 2007
Şehit Düştüğü Yer: Ankara
Doğduğu Tarih: 4 Temmuz 1969
Doğduğu Yer: Ankara Polatlı
Mezar Yeri: Polatlı Merkez Mezarlığı
Kevser
Mırzak yoldaşımız, Ankara Polatlı, 4
Temmuz 1969 doğumludur. İlk, orta ve liseyi Polatlı’da okuduktan sonra, 1986’da
9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesini kazanarak İzmir’e gitti.
Üniversiteye kadar
babasının tuhafiye dükkanında tezgahtarlık yapan,
emekçiliği bilen Kevser, Tatar milliyetindendir.
Fakat o da 84 yıldır sürdürülen asimilasyon politikalarının sonucunda, anadili
olan Tatarcayı ancak kısmen anlayabilir, fakat yazıp konuşamaz durumdadır.
Cephe’yle örgütlü
ilişkisi 1990 sonlarında başladı.
İzmir’de gençlik örgütlenmesi içinde ve milislerde yeraldı. Farklı bazı
görevler üstlendi, eylemlere katıldı.
Kevser Mırzak’ı, tanımlayan özellikler, cesaret, militanlık ve
hiçbir koşulda kendini koruma anlayışına
sahip olmamasıdır. Onun için her zaman önce örgütü, önce halkının ve devrimin
çıkarları gelmiştir. Devrimcilik onun için gelip geçici bir düşünce olmamıştır;
o devrimciliği ömür boyu devrimcilik olarak kavramış ve kavradığı gibi yaşamıştır.
Kevser, davaya adanmış bir ömürdür. “Yapamam”
demeyen, eğer bilmediği bir görevle karşı karşıyaysa bile “öğrenir
yaparım” diyen bir devrimcidir.
Her koşulda
tereddütsüzdü. Kendine ve örgütüne güvenir, yanlış yaparım kaygısıyla karar
almaktan, sorumluluk üstlenmekten kaçmazdı.
1991 Haziranında
tutuklandı. Bir süre Buca’da tutsak kaldı. 5 ay sonra
tahliye olduğunda tereddütsüz kaldığı yerden devam etti. İkinci kez tutsak düştü.
Zindanlarda öfkesi büyüdü, bilinci pekişti. ‘95
Eylülünde Buca direniş destanının savaşçılarından biriydi. Daha sonra Uşak hapishanesinde
Yasemin Cancı’nın, Berrin Bıçkılar’ın
feda eylemlerine, Sevgi Erdoğan’ın ölüm orucuna tanık oldu; sürecin başından
itibaren o da gönüllüydü. Nitekim, 2001 Eylülünde 7. Ölüm orucu ekiplerinde kızıl bantını
takarak bayrağı yoldaşlarından devraldı.
2002 Martında oligarşinin
ölüm orucu direnişini kırmak için gündeme getirdiği tahliye manevrasıyla
tahliye oldu. Ölüm orucunu dışarıda da sürdürmeye hazırdı. Ama ona farklı
görevler verildi. O ise buna rağmen, o günlerde örgütümüze şöyle yazıyordu: “örgütümüzün
kararı ile tedavi olsam da ölüm orucundaki hedefe kilitlenmiş kararlılığımla
her türlü feda eylemine hazırım. Partimizin kararıyla büyük direniş
destanımızda zaferi hızlandıracak tüm feda eylemlerinin gönüllüsüyüm”.
Kevser Mırzak, DHKC
savaşçılarının, halkın bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesinin
öncülerinin teslim alınamayacağını kuşatma altında bir kez daha tüm dünyaya
göstermiştir. Onun teslim alınamazlığı, devrimci hareketimizin ideolojik
gücüdür. Devrim iddiası ve kararlılığımızdır. İddiamızı ve yürüyüşümüzü
Kevserlerle sürdürüyoruz.
(Yukarıdaki
özgeçmiş bilgileri, DHKC Basın Bürosu'nun 13
Aralık 2007 Tarihli, 371 No’lu Açıklamasından
alınmıştır.)
***
KEVSER MIRZAK’IN
14 MART 2002’DE
YAZDIĞI ŞİİRDİR
TOPRAĞIM
POLATLI
Bozkırın
ortasında
Ankara
kıyısında
Büyük
bir ilçedir Polatlı
Basmıştır
bağrına
Kurtuluş
Savaşı şehitlerini
Sakarya
şehitleri anıtıyla
En
yüksek tepesinden
Gelen
geçeni selamlamaktadır
Anadolunun
adsız kahramanları
Bereketlidir
toprakları
Tahılın
her bir çeşiti boy verir
Emekçi insanların ellerinde
Ekmeğe, aşa dönüşür arpa buğday
Ve koca koca silahlarında
Depolar bozkırın bereketini
Emekçidir
kimi Tatar, kimi Kürt
Olan insanları.
Çatlamıştır
dudakları
Güneş
yanığıdır yüzleri
Elleri
nasırlıdır toprak kokar
Alamayınca
emeklerinin karşılığını
Bir
kara gölge vardır gözlerine düşe
Ekmeği-umudu
çalışanların
Gözlerindeki o kara gölge
Ve
toprağım Polatlı
Kara
gölgeleri silip atmada
Bekler
yeni adsız kahramanlarını
Bekler
bağrına basmayı
Çok beklemeyecek
Yeni ekinlerle birlikte
Umutta boy verecek toprağında
Polatlı’nında
Çekik gözlü Tatar
Esmer yüzlü Kürt
Halkımızın yüzü gülecek
Güldüreceğiz.
Hakkında
Daha Geniş Bilgi İçin...